Okullar bir kez daha şaşaalı gösterilerle açıldılar.
Çocuklar birbirini özler, diğer canlılar çocukları özler, aileler birbirini gözler, seslenişi gelir herkeslerin herkeslere…
Ama okulların açılış merasimi çocuğun özlemini, merakını ezer. İlla ki gösteriş gerekir, illa ki ezber milli söylemler çocuğun anlam dünyasının, illa ki piyasa gürültüleri çocuğun özleminin üstüne çıkması gerekir.
Çocuğun yeni arkadaşıyla-öğretmeniyle merhabalaşması, ayrılanların yokluğunu yoklaması bu yetişkin telaşında nasıl da zordur. Öğretmenlerin çocuklarla özgürce bağlantı kurması bu samimiyetsiz panayır sahnesinde unutulur. Okul bahçelerinin üstünden seslenen kuşları duymak bu palas pandıras sahtelikte zordur.
Oysa ilk gün, yeniden başlasın duygusunun her yanımızı sardığı gündür. Yeninin gerçekten yeni olduğunu hissedebilmenin, var olanı yok olandan ayırt edebilmenin, soru sormanın, meraklanmanın ve ille de özlemenin günüdür.
Büstler, simgeler, jilet kravatlar, kaç yüz milyon lastik balonlar, rahatlar ve hazırollar ve bu ilk günlerde mahalleleri ayağa kaldıran disko efektleri bir yabancılık sahnesine kuruludur.
Oysa ki, çocuğun, öğretmenin, kedinin, ağacın kucaklaşabilmesine biraz fırsat verebildiğimizde yalnızca okullar değil, dünya tahmin edemeyeceğimiz kadar güzel olabilir.
Okul tatildeyken 10 yıl önce okulun havasını soluduğumuz üç eski çocuk arkadaşımız Arkadaş Okul’u ziyarete gelmiş, kara tahtada yazılı “yedi iklim süren arkadaşlıklara” notunun altına, 10 yıl öncesinden ayak izlerini halen takip edebildikleri bu okul için bir mesaj bırakmış.
Bakın, özlüyoruz, diyor çocuk arkadaşlarımız ! Okulun açılması özlemektir. Okul anıları arkadaşlığın uçurtmalarıdır.
Bu yüzden, bu üç çocuk arkadaşımızın duygusunu takip ederek:
Okulların özlemle açılması, özleme açılması kutlu olsun.